Portre, herhangi hissedebildiğini yansıtabilen varlığın tanımasına imkan veren yüz hatlarının resim tekniklerinden herhangi birisini kullanarak ( yağlı boya olarak, tuval üzerine veya kara kalem olarak herhangi bir yüzeye)  ortaya çıkartmış olduğumuz resme, (konumuz dışında ama uygulamada ifadesel kullandığımız fotoğraflara da denir).

Heykeller, resimler, fotoğraflar veya başka sanat türleri bunların hepsi kişinin duygularını, kişiliğini veya ruh halini yansıtır. Portrelerde kullanılan kişi/obje veya başka bir şey genellikle ressama, fotoğrafı çeken kişiye doğru bakar.

Bunun yapılmasının amacı daha dikkat çekici ve daha iyi bir şekilde izlenim verebilmektir. Birde farklı portre türleri vardır. Mesela; ‘’Zamanında ölen mısır krallarının mezarlarına çizilen portreler.’’ Bunlar günümüze kadar ulaşmıştır. Roma zamanında heykel sanatıyla uğraşan kişiler portreleri çizerken övücü bir dil kullanmazdı ve betimleyici olarak işini yapmazdı. Fakat yıllar geçtikçe portrenin anlamı değişmiş oldu ve kişilerin görünüşleri üzerine resimler çizilmeye başlandı. Yani portreler daha anlamlı, daha övücü ve daha belirgin bir şekilde olmaya başladı. Son olarak Avrupa’da portreler büyük bir ilgi odağı oldu ve tamamen gerçekçi portreler yapılmaya başlandı.

Eski dönemlerde Antik uygarlıklardan bir tanesi olan Moche uygarlığı bu konuya çok fazla duyarlıydı ve sürekli olarak portre çalışmaları yapardı. Bu portreler kimi zaman aşırı detaylı, kimi zaman derin anlamlar içerirdi. Portreleri yapan kişiler ise genellikle rahipler ve savaşçılardı. Bir zamanlar iş çığrından çıkmaya başladığında insanlar artık tanrının portrelerini yaptığını sanarak farklı farklı görüntülerde bu tür çizimler yaptı. Dünya’nın en ünlü portresi Leonardo Da Vinci’nin ‘’Mona Lisa’’ adlı portresidir.